Orta-gol
Oldukça basit bir top, hatta futbol, oyunudur. Alışıldık kuzenlerinden başlıca farkları: Tek sayıda oyuncu ile oynanır, sokağı boylamasına değil enlemesine kullanır, kesinlikle bir saat gerektirir. Öncelikle kaldırımda uygun iki ağaç belirlenerek kale oluşturulur. Sonra takımlar seçilir: Bir kaleci (tarafsız), iki takım (en uygun sayı 3 kişi olmakla birlikte abartılırsa 4 kişiye kadar çıkılabilir, ama bu kalabalıkta ne gol olur ne de zevki çıkar, 2 kişilik takımlarla ise gol atmak hayli zorlaşacaktır). Kaleci kaleye geçer, doğal olarak. Her takımın eşit süresi vardır. Bu süre boyunca bu takım hücum, diğeri de savunma oynayacaktır. Amaç, yine doğal olarak, gol atmaktır. Ancak bunun yolu, oyunun isminin de gayet güzel belirlediği gibi, orta yapmaktan geçer, çalım vb. güzellikler yasaktır. Hatta orta yapıldıktan sonra top yere değdiğinde hücum hakkı sona erer, gol olmuşsa olmuştur, olmamışsa yeniden orta yapılır. Savunma yapan takım topu olabildiğince uzağa atarak süre geçirmeye çalışır. Hücum yapan takım da olabildiğince seri ve hızlı gol atmaya. Hücum takımı gol sahasında bir kişi eksik olduğundan son derece efor gerektiren bir oyundur. Buna karşın kişi eksikliğini şaşırtmacalarla ve baskın gollerle bertaraf etmek gerektiğinden zekâ da gerektirir. Özellikle sayının az ya da tek olduğu hallerde, zaman sıkıntısı varken (akşam son oyun vb), fazla koşuşturmaca istenmediğinde (yazın sıcak vakitlerinde) son derece iyi gider. Bildiğimiz kaplı (plastik) toplarla oynanabileceği gibi aslen meşin topla icra edilmesi tavsiye olunur.
Tornet
Kendisine çeşitli yörelerde bilyelide denir. Mahallenin Formula 1 yarış arabalarıdır. Özellikle yokuşu bol olan semtlerde revaçtadır.
Oturak olarak kullanacağınız bir tahtanın altına iki çubuk çakar, bu çubukların ucuna da teker yerine geçecek birer bilyeli rulman takarsınız. Dönüş kontrolü için bazılarında ön takım ayakla yönlendirilebilecek şekilde çakılmış olur.
Her çocuğun bahsi geçen bilyeli rulmanları bulamayacağı ortada. Dolayısı ile bu tornet sahibi çocukların çevresinde bir de pit ekibi oluşur. Hep beraber komşu mahallenin ekibiyle yarışılır.
Çoğu zaman oyun çarpılan bir duvar, taş sonucunda küçük sıyrıklar ve tornetin hasar görmesi ile sonlanır.
Çivi
Tek gerekliliğin bir çivi ya da çakı olduğu, çamurda oynanan güzel bir oyunumuzdur. iki ya da daha fazla kişi merkeze konmuş bir noktaya ulaşmaya çalışır ve çevresine dair çizerler. Bu daireler çizilirken bir birlerinin çizgileri üzerinden geçmemeli ve sınırların dışına düşümemelidir. Çizgi çizmek için gerekli noktayı ise elinizdeki çiviyi çamura saplayarak belirlersiniz.
Genel de bu oyun annenizden çamurla oynadığınız için azar hatta dizleriniz çamurlanmış ise bir tokat ile sonlanır.
Dekman
Kovboyculuk, askercilik olarak da isimlendirilebilir. Vahşi Batıda, ilkel çağlarda ya da en son okuduğunuz çizgi romanda geçen bölge ve tarihi konu almasına göre oyunda küçük farklılıklar olur. Sanırım oyunun adı Vahşi Batı çizgi romanlarındaki (Teksas, Tommiks, Zagor) İngilizce efektlerden gelmekte (örneğin köpekler bark bark diye havlar, kurşunlar ziv ziv diye geçer, yumruklar smack! diye atılır. )
Mahallenin çocukları iki gruba ayrılır ve oyunun temasına göre kovboy/kızılderili, Alman/Amerikalı olur. gene oyunun temasına göre kullanılan silahlar da değişir. En popüleri tabancalardır. Karşılıklı dışın dışın sesleri ile ateş edilir. Çoklukla öldün çık diye biter.
Genellikle oyun öldün-ölmedin tartışması ile çıkan gerçek kavga ile biter.
Eğer çevrenizde marangoz abileriniz varsa onlara yalvar yakar olarak, ok-yay, kılıç, kalkan gibi daha gerçekci donanımlar elde edebilirsiniz. Tabi bu tür donanımlar ile oynanan oyunların sonunda çoğu zaman küçük çürük ve yaralanmalar olur.
Tüf Tüf
Tek ihtiyacınız yarım metre uzunluğunda bir elektirk borusu ve bunun ile atacağınız kağıt rulolardır. Tabi bir de bunları atarak rahatsız edeceğiniz arkadaşlara ihtiyacınız var. Bu boruların üst üste bağlanması ile dürbünlü olarak tabir edilen daha canti ve göz alıcı oyuncaklarınız olabilir. Ayrıca atacağınız kağıt tüf tüf ruloları yerine başka şeylerde kullanabilirsiniz. Örneğin çitlembik bunun için biçilmiş kaftan olabilir.
Ayrıca tükenmez kalem dışı (Bic markalar tavsiye edilir) ile küçük kağıt parçaları atabileceğiniz, taşınabilir modeller de yapabilirsiniz. Böylece ders sırasında sınıfın diğer köşesinde oturan arkadaşınızı rahatsız etmeniz mümkündür. bir süre sonra mermilerin kütlelerinin en az yüzde 50si oranında tükürük taşımaya başlayacak olması, saldırının keyfini daha da artırır. Özellikle bu oyun, öğretmene yakalanılarak biter.
Misket
Oyuna belirlenen açılış sayısındaki misketi yatırabilen herkes katılabilir. Bütün misketler yanyana dizilir. Ardından bir baş belirlenir (Bazı oyunlarda sıralama atışında en yakına atmış oyuncu belirler ). Sonra da oyuna katılan oyuncular misketlerini atarlar. Oyunun bir sonraki aşamasına ilk başlayacak olan kişi misketini en uzağa atmış olandır.
Bir sonraki adımda atışınız ile belirlenmiş olan baş tarafına en yakın mümkün ise baş tarafından vurmak hedefinizdir. Ne kadar baştarafta vurursanız o kadar misketi alırsınız. Oyuncular sırayla alabildikleri kadar misketi toplar ve bir sonraki tarafına geçerler. Eğer atışınız misket çizgisinin bu tarafında kalmışsa oyun dışı kalırsınız.
Oyunun devamı olarak eğer bütün misketler toplanmamış ise diğer taraftan bir seri atış daha yapılır. Burada da en uzaktaki taş sahibi ilk atış hakkına sahiptir. Eğer hâlâ ortada misket var ise bir sonraki tura yere kalır.
Burada genelde atış yapılan güzel iri misketlere kaflik dendiğini de belirtelim.
Gazoz Kapağı
Bir misket oyunu taklidir. Burada oyun araçlarınız misket yerine gazoz kapakları ve elinize oturan bir taş parçasıdır. Mermerden olanları tercih sebebidir.
Alman Kale
Amaç topu yere düşürmeden kale olarak belirlenen yere gol atmaktır. Genelde 3 ya da 4 kişinin oynadığı bu oyunda topu yere düşüren ya da topu auta atan kişi kaleye geçer.
Kale olarak seçilen yer genelde Fatmanım teyzenin giriş kat demirleri olduğu için, Fatmanım Teyze sonunda bağırır, çağırır ve oyun sona erer.
Kafa Karış
Çukur diye de bilinen bir misket oyunudur. Amaç, rakibin misketini çukurdan uzak tutmaktır. Kullanılacak misket kaflik, gaflik, kafalık, kafçik diye adlandırılır ve son derece önemlidir.
Kafliği eskitmenin bu oyunda işe yaradığı söylense de bilimsel olarak kanıtlanamamıştır.
Telli Araba
Plastik arabanın, tepesinden uzunca bir tel takılarak yönlendirilmesi ile çeşitli oyunlara vesile olur.
Yarış yapıldığında, yarışı her zaman en iyi koşan çocuk kazanır. Bir de çocukların, trafik kurallarını ihlal etmeyi öğrendikleri bir oyundur.
Köşe Kapmaca
Sokakta da oynanabilmesine rağmen genelde evlerde oynanan bir oyundur. Televizyonun günlük yaşamdaki hakimiyeti henüz kurulmamışken, özellikle havanın erken karardığı ve soğuk olduğu kış günlerinde, ailecek gidilen komşu ziyaretlerinde bir araya gelen çocuk kalabalığı tarafından evin büyüklerin oturmadığı bir kısmında oynanır. Kural basittir. Kişi sayısından 1 az köşe belirlenir, bir kişi ebe olur, diğerleri köşeler arasında yer değiştirirken ebe boş bir köşeyi ele geçirmelidir. Köşe değişirken açıkta kalan da ebe olur. Oyun için en az 3 kişi gerekir ama ideal rakam 5-6′dır.
Genelde gürültünün artması sonucu annelerden birinin kızması sonucunda biter. Yerini eninde sonunda benzer bir gürültü seviyesine varacak başka bir oyun alır.
Kimin Eli Kimin Üstünde
Köşe kapmaca oynayacak kadar köşe ya da yer yoksa oynanabilecek bir oyundur. Köşe kapmacadaki gibi en az üç kişi gerekir ama ideal rakam 5-6′dır. 1 kişi ebe olur ve yerde yüz üstü kapaklanır. Diğerleri ellerini onun sırtında üst üste koyarlar. Ellerin konması bittikten sonra sorarlar En üstte kimin eli var?. Eğer bilirse en üstte eli olan ebe olur, bilemezse, gıdıklamadan cimdiklemeye kadar çeşitli şiddetlerde cezalardan birine çarptırılır.
Eğer gürültü nedeniyle dışardan müdahale ile bitmemiş ise sürekli bilemeyip ebe olan kişinin mızıkması sonucunda biter.
El Kızartmaca
Eğer üç kişi değilseniz ve dışarı çıkıp oyun arkadaşı da bulamıyorsanız, işte size İki kişi ile oynanan bir refleks oyunu. Bir kişi ellerini açar diğeri de ellerini onun üzerine koyar. Elleri üstte olan kişi ( ebe ) ellerinin üzerine vurulmadan ellerini kaçırmalıdır. Vurmayı başaramayan ebe olacaktır.
Oyun kızarmış eller ve birinin ağlamasıyla biter.
Şimdi sıra geldi bir kısmı kırmızı noktalı, kız oyunlarını anlatmaya
Evcilik
Yeryüzünün muhtemelen en eski ve ömür boyu oynanmaya devam eden tek oyunudur. Kaç yaşında olduğunuz farketmez, 7sinde de 77sinde aynı kapıya çıkar! 7 yaş ve öncesinde oynanan hali, her iki taraf için daha az zararlıdır. Evin hanımı çamurdan yemekler yapar, erkek ise dışardan yemekte kullanmak üzere (sümüklü böcek, gazoz kapağı, çalı çırpı) çeşitli malzemeleri toplar ve eve getirir. Bir saat geçtikten sonra yalancıktan akşam gelir ve kızla erkek birbirine sarılarak uyuma numarası yaparlar.
Doktorculuk
Evciliğin level atlamış halidir. Birbirine sarılarak uyumak artık kesmediğinden, taraflar sırayla hastalanır. Diğer taraf Doktor rolünü oynar ve karşı tarafın kukusuna/pipisine bakar. Oyun, her iki tarafın ufkunu açması yönünden son derece faydalıdır. Oyun, iyi bir aile kızının safça bir kıskançlıkla evde annesine Benim niye Ahmetinki gibi bir pipim yok? diye sormasıyla ebediyyen sona erer. Bu aşamadan sonra temizinden bir Osmanlı tokadı ile tanışmak, sünnetten sayılır.
Lambada
Lambada çılgınlığının azıya alıp da edepsizliğin arş-ı âlâya vurduğu o güzel günlerde kızlarla oynadığımız bir oyundu. Ayrıntılarını anlatmayayım, ayıp olur. Bir nevi trencilik oyunu diyelim en iyisi Tek farkı, bu oyunda kimsenin en önde, yani şimendifer olmayı istememesiydi.
Lastik
Eğlenceli tek kız oyunudur denilebilir. Uzun bir don lastiği ve bol sayıda kızla oynanır. Ayak bilekleri seviyesinde (birler) başlayan oyun, yavaş yavaş yukarı doğru yükselir. Önce baldır seviyesine (ikiler) yükselen lastik; sırasıyla diz kapağı (üçler), kalça (dörtler) ve hatta kalça (beşler) seviyesine kadar yükselir. Her seviye içinde bir seri farklı adımlamayı içeren oyunların (İspanyollar, İtalyanlar, Türkler gibi) gerçekleştirilmesiyle bir kama tamamlanır.
Bu oyunun rakip mahalle ya da apartmandan kızların karşılıklı rekabetiyle kızışarak gerçek bir deathmatcha dönüşmesi de görülmedik şey değildir
Saylon Galaktika
Aslında bir kız oyunu değildir ama anlatayım. Bir kâğıdın farklı uçlarında olacak şekilde, n sayısı kadar üçgen ve yuvarlak çizilir. Yuvarlaklar Saylonları, üçgenlerse Galaktika gemilerini temsil eder. Kurşun kalemin en üstündeki tepesinden bastırıp kağıt üzerinde kaydırarak karşınızdaki gemilerden birini vurmaya çalışırsınız. Kalemin dudaklar arasında tutularak, dille itilen şekli çok daha heyecanlıdır. Space Arcade oyunlarının tillahını daha o yıllarda yaratmıştık anlayacağınız
Sek Sek
sevilen bir başka oyun da sek sekti elbette. Kız oyunu denilebilir belki ama bizim mahallede oğlanlı kızlı oynanırdı. Bu oyun için gerekenler, sokakta yakınlarda yeni yapılmakta olan bir binanın çevresinden rahatlıkla bulunabilecek bir parça alçı (tebeşir niyetine) ve düz bir taş (mermer olursa lö leziz). Yine 8′e kadar kareler çizilirdi. Biliyorsunuz eminim gerisini.
Yüzük kimde
Bir başka kız oyunu da yüzük kimde oyunudur. Ebenin avucunun içinde bir yüzük olur. Diğer oyuncular sırayla dizilmiş olarak oturmaktadırlar. Oturanlar iki ellerini avuçiçleri birbirine bakacak şekilde birleştirir. Ebe iki avucu arasında gizlediği yüzüğü diğerlerinin avuçlarının arasında sırayla dolaştırırken birine gizlice bırakıverir. Oyunda amaç yüzüğün kimde olduğunu bulmaktır. Ebe yüzüğü sakladıktan sonra eline havlu veya eşarp gibi bir şeyden yapılmış bir sopa alır. (Sopa haline getirmek için havlu önce ikiye katlanır. sonra ip büker gibi bükülerek sertleştirilir.) Ebe oyunculardan istediğine yüzük kimde diye sorar. Bilen ebe olur. Bilemeyene bu sopayla vurur.
Dombik
Dombik derdik.Üst üste dizilmiş olan taşlara bir kişi topla belli mesafeden vurup yıkmaya çalışır.Yıktığı anda herkes kaçar.Ebe topu kaptığı gibi kaçanlara topla vurmaya çalışır.Herkes yakalana kadar birtaraftanda vurulmadan taşları üst üste dizmeye çalışır.Eğer taşların dizilişi başarıyla tamamlandıysa ebe yeniden ebe seçilir.Eğer tamamlanılmadıysa ebe birini seçer.
Yağ satarım...
5-6 kisi daire seklinde dizilir ve yere cömelinir. Ebe bunlarin dis etrafinda, elinde mendil ile gezer ve hep beraber su sarki söylenir
Yağ satarım, bal satarım
Ustam ölmüş ben satarım
Ustamın kürkü sarıdır
Satsam on beş liradır
Zam-bak, zum-bak
Dön arkana iyi bak
der ve mendili birinin arkasina yere birakir. Fark eden oyuncu mendili alip ebenin pesinden kosar, yakalayamazsa ebe kendisidir aynen yine devam edilir. Ama yakalarsa, ebe tekrar ebelik yapip yine sarki söyleyerek gezecektir.
Aç kapıyı bezirgan başı..
Bu oyun icin en az 4-5 oyuncu gerek. Iki oyuncu Bezirgan basi olur ve karsilikli durup iki ellerini tutup kapi yaparlar. Oyuncular bezirganların önünde sıraya girerler ve hep birlikte aşağıdaki tekerlemeyi söylerler.
Oyuncular : Aç kapıyı bezirgan başı
Bezirgan Başı : Kapı hakkı ne verirsin?
Oyuncular : Arkamdaki yadigar olsun
dedikten sonra sırayla bezirganlar ellerini yukari kaldirarak açtığı kapıdan geçmeye başlarlar,
bu arada bezirganlarda 1 sıçan, 2. sıçan, 3. kapan tekerlemesi bittiğinde geçmekte olan oyuncuyu yakalarlar. ellerinin arsinda hapis edilen bu cocuk artik bu bezirganlarin birinin yerini almasi gerek. Oyun böylece devam eder ve her yeni oyunda yeni bir cocuk ebe yani sican olur ve kapana yakalanir.
ÇELİK ÇOMAK OYUNU
İki kişi ile veya iki grup oluşturularak oynanan bir oyundur.Engül denilen bir metre uzunluğunda bir sopa ile bilik denilen yirmi cm. uzunluğundaki bir çubuk bu oyunun araçlarıdır.
Önce yere büyükçe bir daire çizilir, sonra oyuna önce kimin başlayacağını belirlemek için sayışma yapılır.Oyuna önce başlama hakkını kazanan oyuncu biliği havaya atıp yere düşmeden engülle vurarak uzaklara fırlatır.Diğer oyuncu biliği düştüğü yerden alıp eliyle fırlatarak dairenin içine sokmaya çalışır.Dairenin yanındaki oyuncu ise engülle vurarak biliği daireye sokmamaya, uzaklaştırmaya çabalar. Uzaklaştırdığında ise daire ile bilik arasını engülle ölçer.
Oyun önçesinde kararlaştırılan sayı hedefine önce ulaşan oyuncu oyunu kazanır.Oyuncu engülle biliğe vurup fırlatamazsa (ıskalarsa) ve diğer oyuncu geri fırlattığı zaman bilik dairenin içine düşürse oyun el değiştirir.
KİBRİT (HIRSIZ-JANDARMA) OYUNU
Her ne kadar uzun kış gecelerinde oynanan bir çocuk oyunu olsa da çoğu zaman büyükler de bu oyuna katılmadan duramazlar.
Oyun için bir masa (bu çoğunlukla yufka açmakta kullanılan sofradır), bir kutu kibrit ve en az dört oyuncu gereklidir.Masanın etrafına oturan oyuncular, kenarı boşa çıkacak şekilde masaya konulan kibrit kutusuna alttan vurarak havaya fırlatırlar.
Kutu masaya düştüğünde dik tarafı üzerine durursa atan kişi hâkim ünvanını alır. Yan tarafı üzerine dik durursa o kişi jandarma görevini üstlenir. Düz kısmının bir tarafı davacı, diğer tarafı suçlu olarak belirlenir.Oyunculardan biri suçlu tarafı attığında jandarma onu hemen elinden yakalar ve hâkimesuçüstü yakaladım der.Davacı da şikâyetini dile getirir.
Suçun ehemmiyetine göre hâkim bir cezaya hükmeder.Bu ceza genellikle, ceviz kırarak oyunculara ikram etmek ve patates haşlayıp sofra kurmak şeklindedir.